-
1 geçim yolu
means of subsistence -
2 geçim
geçim Lebensunterhalt m, Unterhalt m; (gegenseitiges) Einvernehmen;geçim derdi (die) Sorge um das tägliche Brot;geçim düzeyi Lebensstandard m;geçim endeksi Existenzminimum n;geçim kapısı gute Stellung;geçim seviyesi Lebensstandard m;geçim yolu gute Einnahmequelle;geçimini çıkartmak (oder kazanmak, sağlamak) seinen Lebensunterhalt verdienen -
3 geçim
1. a living, livelihood. 2. getting along with one another, harmony. - derdi the struggle to make a living. - dünyası. proverb 1. In this world you have to think first of how you´re going to support yourself. 2. One must try to get along with others. - genişliği affluence and ease. - indeksi cost of living index. - kapısı place where one earns one´s living. - masrafı cost of living. - sıkıntısı/zorluğu bad straits. - yolu means of livelihood, bread and butter. -
4 falcı
1. عراف [عَرَّاف]2. منجم [مُنَجِّم] -
5 bread and butter
adj. geçim için yapılan, temel* * *tereyağlı ekmek* * *((a way of earning) one's living: Writing novels is my bread and butter.) geçim yolu -
6 عراف
عَرَّاف1. falcı2. kâhin3. astrologAnlamı: yıldız falıyla uğraşan kimse, münecim4. müneccimAnlamı: yıldız falcısı, astrolog -
7 منجم
مُنَجِّم1. falcı2. kâhin3. astrologAnlamı: yıldız falıyla uğraşan kimse, münecim4. müneccimAnlamı: yıldız falcısı, astrolog -
8 bread and butter
ekmek parasi, geçim yolu -
9 средство
с1) araç; çare, yolиспыта́ть все сре́дства — her çareye başvurmak
для него́ все сре́дства хороши́ — her türlü aracı hoş görür, her yolu mubah sayar
2) ( лекарство) ilaç (-cı), deva dermanсре́дство от насеко́мых — haşere ilacı
сре́дство для выведе́ния пя́тен — leke ilacı
от э́той боле́зни друго́го сре́дства нет — bu hastalığın başka devası yok
3) (сре́дства) мн. paraсре́дства существова́ния — geçim parası / araçları
на госуда́рственные сре́дства — devlet parasıyla
э́та маши́на ему́ не по сре́дствам — bu araba onun kesesine elvermez
4) (сре́дства) мн. araçсре́дство произво́дства — üretim araçları
сре́дства передвиже́ния — taşıtlar, taşıma araçları
сре́дства информа́ции — haberleşme araçları
-
10 pipe line
boru hattı, petrol boru hattı, gizli haberalma hattı, edinme yolu, geçim kaynağı -
11 pipe line
boru hattı, petrol boru hattı, gizli haberalma hattı, edinme yolu, geçim kaynağı
См. также в других словарях:
geçim yolu — is. Yaşamak için gereken kazancı sağlama aracı veya çaresi Herkes ne yapıp yapıp bir geçim yolu bulma peşindeydi. Ç. Altan … Çağatay Osmanlı Sözlük
geçim — is. 1) Geçinme işi, geçinme araçları, geçinme, maişet 2) Anlaşma, uyum Aralarında geçim yok. Birleşik Sözler geçim derdi geçim dünyası geçim kapısı geçim sıkıntısı geçim yolu … Çağatay Osmanlı Sözlük
yol — is. 1) Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, tarik 2) Karada insanların ve hayvanların geçmesi için açılan veya kendi kendine oluşmuş, yürümeye uygun yer Bahçeleri bahçelere toprak yollar bağlardı. Ç. Altan 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
falcı — is. Fala bakmayı kendine geçim yolu yapan kimse Falcılar, gelecekte olacakları bir bir bilir ve söyler. A. Ş. Hisar Birleşik Sözler yıldız falcısı … Çağatay Osmanlı Sözlük
fassallık — is., ğı Fassal olma durumu Onda fassallık yalnız sanatlaşmış değildir, geçim yolu da odur. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük
acından kimse ölmemiş — kişi yoksul olabilir, işsiz ve parasız kalabilir ama aç kalmaz, bir geçim yolu bulur anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
Allah kulunu kısmeti ile yaratır — bu dünyada herkesin dar veya geniş, bir geçim yolu vardır anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
vasıta — is., Ar. vāsiṭa 1) Araç Millî birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek geliştirmek millî ülkümüzdür. Atatürk 2) Aracı Geçim bakımından da aynı yolu tutanlar vardır; memur kayırmak, mümkünse vasıta olmak… … Çağatay Osmanlı Sözlük